10 Nisan 2021 Cumartesi

DANKEŞÖÖÖN EKŞİ!

Çok üzgünüm, hiç istemeden seni dün geceeee aldattım, lö blöög! ŞAKA ŞAKA. Dün gece Yasak Elma’nın 12. bölümünü izlerken uyuyakalmışım, bi elimde portakal dilimiyle. Hepsi bu!  

Uykusuzluk seansları yerini erken uyuma nöbetlerine terk etti. Oldum bir tavuk! Ne sıkıcı akşamlar ey güzel Allah’ım! Neyse ki bi ben sıkılmıyorum, gece klüpleri, konser alanları filan hep kapalı ya, oh içim çok rahat. Evde ortamını ayarlayıp, partileyen/alem yapanlara ise ‘Helâl olsun!’ diyorum. Bi gün bana da ses ediverin sevabına. What happens in Vegas, stays in Vegas, bakın. Söz valla! Kimselere söylemem. 

Gündemi genelde Ekşi Sözlük’ten takip ediyorum. Bu hafta da öyle oldu. 

Ekşi’de yakın zamanda ilgimi çeken gündem başlıklarını senin için şöylece derledim blog; 

8 nisan 2021 memleketin covid-19’dan kırılması 

2020-2021 sezonu şampiyonu beşiktaş 

Halı yıkama fabrikasında sekreter olmak

Kadınların tav olduğu 3 şey

Psikoloğun söylediği unutulmayan sözler 

37 bin TL vs. 6 ay askerlik 

Work and travel 2021’in iptal edilmesi 

Ortaokul İngilizce dersinden akılda kalanlar 

9 nisan 2021 Prens Philip’in ölmesi 

Ziya Selçuk 

13 nisan 2021 tam kapanma olma ihtimâli

Evli olduğu halde dans kursuna giden kadın 

Fazla zeka gerektirmeyen üniversite bölümleri 

1.90 boyundaki Türk erkeği

ve son olarak; 

Düşün ki o bunu okuyor. Başka bir deyişle bugünkü yazımın içeriği. Al sana konu


İnsanlardaki artık nasıl bir yokluksa, belki o kişi okursa diye, Ekşi Sözlük’e yazıyorlar. O kişi deyince, sadece eski/yeni  manita veya platonikleriniz gelmesin aklınıza. Tabi,’o’ kişiden kasıt daha çok romantik olsa da; gıcık üst kat komşu, sinir bozucu patron, sünepe kardeş, kıl tez danışmanı, narsist kayınvalide, basiretsiz devlet büyüğü, dümbük amcaoğlu, şerefsiz kirâcı vb. de içine alan çok geniş bir skalası var bu başlığın. Dargın olduğunuz yakınlarınız ve belki de en hüzünlüsü, artık hayatta olmayan ve çok o özlediğiniz insanlar da dahil. 

Canlar ve cananlar, 

Bu dünyadan ayrılmış sevdikleriniz için bir şey diyemeyeceğim. Ama hâlâ hayatta olan ‘o’kişi söz konusuysa, neden bu kadar çaresizsiniz ya?

Her türlü iletişim imkânlarının mevcut olduğu bu çağda, hâlâ doğru düzgün iletişemiyorsanız, çaresizlikten Ekşi’ye yazıyorsanız, kusura bakmayın da bunun nedeni sadece ve sadece EGO fazlalığınız. Yani kibir. Ve beraberinde önyargı. Sorunun büyüğü bu. İnin o gurur dağından! 

Gavur rapçiler boşuna demiyor ha bire nerdeyse hemen hemen her şarkıda:

‘Baby, talk to me.’ diye.

Ama bi yerde sizi de haklı buluyorum çünkü günlük hayatta iletişim tamamen tesadüf işi, çoğu zaman sit-com tadında: imâlar, tripler, tavırlar, yanlış anlaşılmalar... Ama gerçekte, sit-com’lardaki gibi her zaman tatlıya bağlanmıyor olaylar. Bir an geliyor, öyle çaresiz kalabiliyorsun ki; ‘Düşün ki o bunu okuyor’ başladığının altına yazmaktan medet umuyorsun. Mâlum kişi okuyacağından değil de, işte... Umut fakirin ekmeği. 

Gönülden gönüle bir yol var belki, evet, ama diyalog yok. Olansa sınırlı ya da kasıntı. Pamuk ipliğine bağlı, kopmaya çok meraklı. 

Meselâ, sen bir şeye tavır yaparsın, trip atarsın. Karşı taraf bambaşka bir şey anlar, ona bozulur. Sen bir şey beklersin ama söylemezsin, ‘ben istedikten sonra ne anlamı var?’ diye. Bu defa da karşı taraf anlamaz, sen de ona bozulursun. O da sana bozulur, bu da durduk yere her şeye bozuluyor diye. Bu böyle sürer gider, iş iyice sarpa sarar. Ha, belki bu arada şans eseri, binde bir ihtimâl de olsa, karşı taraf senin söylemek istediğin şeyi doğru anlayabilir. Çok şükür. Ama çok nadiren oluyor bu. 

İlişkilerde dürüst olabilsek, ortalama Türk insanı olarak hepimizin ömrü kafadan bi 5 yıl uzar sanki. Karşı taraf için, ‘Acaba ne demek istedi?’, ‘Bu da ne demek oluyor şimdi?’ ya da‘Acaba ne düşünüyor?’ diye düşünürken ömrümüzden ömür gidiyor çünkü. 

Harika entry’ler var, çok eğlendiren, çok güldüren... Çok düşündürenleri de var. Bazı anılar meyilli ve yokuş. İstesen de çıkamıyorsun. Nefesin kesiliyor. Dalağın şişiyor. 

Ekşi Sözlük’ü de kutlamak lazım tabi, bu konuda 3500 küsür gönderi var. Resmen amme hizmeti yapıyorlar. 

Bi göz atın derim, işte burda. Covid’i düşünmeden geçen bir zaman aralığınız olsun bugün. İyi kafa dağıtıyor. Haa, bi de ekşicinin biri, belki de tutup size yazmıştır. Denk gelirsiniz falan. Niye, olamaz mı yani? Hadi, bendesiniz. Bu kıyağımı da unutmayın. Gerçi hepimiz, yerine/adamına göre cevapsız çağrılara dönmeyen ya da geç dönen, görüldü/mavi tik’i iplemeyen, tenezzül edip story’lere bakmayan veya DM kutusuna gelen mesajı haftalarca bekletip öyle açan hatta belki de hiç açmayan tipleriz. Ekşi’deki bi entry bizi bozmaz abisi. 

Hiç tanımadığım insanların başkalarına duydukları özlemi okumak içimi burktu. Niye üzüyorsunuz, neden bu kadar çaresiz bırakıyorsunuz bu insanları lan? Yazık değil mi, allahsızlar! 

O zaman alıııın sizeeeee! 

>>>>>

Kadebostany- Walking with a Ghost

NOT: Bir defa dinlemek asla yetmez! 

12 yorum:

  1. Konu madem düşün ki o bunu okuyor
    yazayim bari belki seni okuyordur gorur

    Sen üzülme acıdan bu sözlerim karşımda görsem dolar gözlerim

    YanıtlaSil
  2. Çok güzel bir başka yazı.Nihayet yazdın sonunda.Yeni yazı var mı diye gir çık bak bi hal oldum bi haftadır

    Sevgili Çaylak Yazar bazı insanlara söyleyeceğimiz çok şey vardır ama söylemeeyiz çünkü o kişi bunu hak etmiyodur ego veya önyargı değil her zaman sebebi yani kafamıza vura vura öğretmiştir zaman artık aklımızın sesini dinlememiz gerektiğini

    YanıtlaSil
  3. Bi suru tuhaf intikam alma bicimi vardir ama gormezden gelmek en etkili olanidir hem zahmetsizdir hem de karsi tarafi deliye cevirir sessizlik insanlari mahveder sonunda o kadar caresiz kalirsin ki eksiye yazarsin olayin ozu bu Caylak Yazar Allah kimseyi bu kadar caresiz hale sokmasin dileyelim ki

    Sevgiler 🌹

    YanıtlaSil
  4. Bir ara ben de sarmıştım Ekşi'ye.Ama sonra bıraktım. Eğlenceli ama çok iç karartıcı,olumsuz yazılar,yorumlar(adı üstünde EKŞİ).
    Bu arada;
    'nerdesin sen yaa!!', 'daha sık yaz', 'unuttun iyice bizi' gibi klasikleşmiş trip cümleleriyle darlamıycağım artık seni. Keyfin ne zaman isterse o zaman yaz. Yazdığın zaman ben hep burdayım. Heyecanla bekliyor olacağım. Kendini çok yorma, zorlama.

    Sevgiler 💐

    YanıtlaSil
  5. Gene merakla okudum takibe devam

    YanıtlaSil
  6. Bazen birini çok özlersin ama yapacak hiçbir şey yoktur. Bir şarkı açarsın ve hayat devam eder.

    YanıtlaSil
  7. Birbirine düzgün veda edememiş iki insan mutlaka yeniden karşılaşır.Biri pişman diğeri kırgın.

    YanıtlaSil
  8. Ekşiye gitmeye erindim buraya yazayım nasıl olsa hiçbi türlü okumayacak
    Sen benim yazmamı bekle bende senin böyle bekleyelim tamam mı geç kalalım herşeye

    YanıtlaSil
  9. Bu saatten sonra okursa ekime okumazsa kasıma kadar

    YanıtlaSil
  10. O başlığa o kişi için benim yazacağım şey muhtemelen böyle bişe olurdu: olur da görüşemezsek ölür de kavuşamazsak, ben seni çok sevdim.

    YanıtlaSil
  11. Bir yalandın. İnandım.

    YanıtlaSil
  12. Ben ne yazardım düşün ki o bunu okuyor başlığı altına diye düşündüm yazını okurken. Tabi ki bir Ajda şarkısının sözlerini yazardım. Onunla beni anlatıyor çünkü. Sen de seversin Ajda’yı biliyorum. Hem onun hem senin gönlünü yapim, napim :)

    Yan, gece gündüz yan
    Milim milim yan
    İnim inim inle aşkımdan
    Hâline yan
    Bensizliğine yan
    Sensizliğime yan
    Beni bu hâle nasıl getirdiğine yan

    YanıtlaSil