4 Ocak 2025 Cumartesi

SENİ YAŞATACAK NELER VAR NELER



 Düşen son kale

2024 biterken, 20 yaşımla aramdaki son bağ da koptu. Diğer üçüyle geçmişte bir şekilde vedalaşmıştık. Ama bu var ya bu, ben bunun taaa! Bu sonuncusu resmen ağzıma tükürdü. Süründürdü. Bundan çektiğimi, diğer üçünden toplamda çekmemişimdir. Ağrı başladığında yaşamla ölüm arasında kaldığım, çektirip kurtulcam derken, iyileşme sürecinin çok daha zor ve hatta kabusa döndüğü bir hafta geçirdim. Arveles ile kanka olduğum bir hafta. 2025 pek de iyi gelmedi senin anlayacağın. 

Giden son yirmilik dişimle, 20’li yaşlarım artık daha da uzak. Yol aldığım orta yaşlar sinir bozucu, yeni yıl ve doğum günleri ızdırap olmaya başladı. 20 yaş çok ironik aslında: çünkü fiziksel olarak taşşş olup, buna karşın zihinsel olarak ennn aptal olduğun yaştır. Zamanının ve kendinin kıymetini pek de bilmediğin, gençliğinin ve güzelliğinin hakkını genelde veremediğin, çoğunlukla insanlara gereksiz anlamlar yükleyip üzüldüğün, gelen fırsatları malesef değerlendiremediğin, acemi bir yaştır 20. Geçmişi özlemez ama gelecekten de korkmazsın. Aklını başında tutmakta zorlandığın, deli bir yaştır. Atar, nadiren tutar ama genelde tutamazsın. Burnu çok havada bir yaştır. Uçlarda yaşarsın. Ya çok güler ya da çok ağlarsın. Ya çok sever ya da ölümüne nefret edersin. Ortası yoktur. Dengen yoktur. Bir gün yıkar, ertesi gün yeniden inşa edersin. Şimdiki aklımızla 20 yaşında olsak, çok fena bir şey olurduk hiç kuşkusuz. Dünyayı durdururduk, net. Ama işte neydi: gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse


Off! 2025 gerçekten de pek iyi başlamadı. Benimkinden sonra (bkz.Benimki) çok sevip kaybettiğim 2. Ferdi bu. Resmen bir devir kapanıyor. Öyle çok ve derinden, öyle karşılıksız ve çıkarsız seviliyor ki. Hatırası bende bile çok büyük, var sen düşün. Çok kıymetli. Sanki bir yakınımı kaybetmiş gibi üzgünüm. Herkes gibi, dönem dönem benim de sırdaşım olmuştur kendisi. (bkz.Leyla) Sırlarımızı da aldı gitti. Şarkıları zamansızdı. Şimdi kendisi de ölümsüz oldu. 


Fenomen kelimesi daha bu coğrafyada bilinmezken, kitleleri peşinden sürüklemiş, çıkardığı albümler ve yaptığı konserlerle fırtınalar estirmiş, sattığı albümler ve verdiği konserler ile rekorlar kitabına girmiş bir fenomen, herkesin kalbine dokunmuş bir kahramandı Ferdi baba. Çok hak edilmiş bir şöhreti vardı. Bir dönemin idolüydü. 250 söz ve bestesi, 100 albümü, 34 filmi, 9 altın plağı olan bir efsaneydi. Vefatına; kutuplaşmadan, bölünmeden hepimizin üzüldüğü ender sanatçılardan biri belki de. Ülkenin en güzel renklerinden biri solup gitti. Huzur içinde, nurlarla uyusun. Ruhu şad olsun. 

Öyle bir matem var ki, sanki Ferdi baba daha 40 yaşında, en zirve zamanında ölmüş gibi. Oysa 80 yaşındaydı. Bugün olmasa yarın ölecekti. Hani yaşasa, yaşıyor olsa ne fark edecekti? Bir süredir de sağlık sorunlarıyla uğraşıyordu zaten.  Peki neden bu kadar yıkıldı insanlar? 


Çünkü içimizden biriydi. Bağrıyanık bir Anadolu çocuğunun da taa en tepeye, zirveye tırmanabileceğini bizlere gösterdi. Yokluktan, Adana’nın pamuk tarlalarından gelip, milyonların sevgisini layıkıyla hak etti. Gönüllerde taht kurdu. Toros teybin cızırtılı hoparlöründe, sevdalıların elden ele gezen kasetinde, köy yollarında, şehrin beton duvarlarının sıkışmışlığında, gişe rekoru kıran sinema filmlerinde, işçi kahvesinde, asker ocağında nöbet kulübesinde, Leyla ile Mecnun dizisinde, Mecnun çöllere düştüğünde, Gülhane Parkı’nda, tekstil atölyesinde makinaların sesleri arasında, onun şarkılarıyla büyümüş bir neslin tüm aşk acılarında, hastane önünde sevenleri ona veda ederken, ‘Hatıran Yeter’ derken bile Ferdi babanın o büyülü sesi var. Hepimizin hayatına bir şekilde dokundu. O akıllara ziyan şöhrete, şana, sevgiye ve paraya rağmen, hiç şımarmadı, hiç haddini aşmadı, çok mütevazi yaşadı, yine de hep zirvede kalmayı başardı.

Aşk acısını anlamlı kılan bir yıldızdı o. 
Artık ne aşk var ne de aşk acısı. Aşk da onunla birlikte öldü sanki. 

İnsanlar ölümlü, ama sanat ve sanatçılar ölümsüz. Ferdi babanın şarkıları sonsuza kadar bizlere eşlik etmeye devam edecek. Ve biz onu kalbimizde sıcacık hatırlayacağız. 


Tercihen aşkla ama korkarım aşksız. 




Çünkü

Aşk bir hatıradır, mazide kalan

O zaman, 

Dinle >>>>











5 yorum:

  1. Mutluluğu bilirsin Çaylak, mutsuzluğu bana sor. Mekanı cennet olsun babanın bende çok üzgünüm

    YanıtlaSil
  2. geminin tek kaptanı vardır gerisi teferruattır
    arabeskin tek kralı vardır o da ferdi babadır

    YanıtlaSil
  3. Seviyorum seni ve yazılarını.

    YanıtlaSil
  4. Yeni ay geldi. Yeni yazı yok mu? Özlendin.

    YanıtlaSil
  5. Madem öyle arabeskten gidiyoruz bir başka damar şarkı bırakalım buraya,

    Seni sevdiğimi kimseler bilmeyecek
    Kadehler boşaldıkça gözlerimin dolduğunu
    Kış eksi yirmilerde aşkınla yandığımı
    Anılar diye diye hep seni andığımı
    Sana saklanmış ama söylenememiş sevda sözlerini
    Bir gün yolun sonunda saatler durduğunda



    YanıtlaSil