Seni az tanıyorum. Az. Sen de fark ettin mi? Az dediğin küçücük bir kelime. Sadece a ve z. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de söyleyemediğim sözler de o iki harfin arasında, biliyor musun? Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Ama hiç kolay değil. Hem de hiç. Hatta imkansız. Evet, imkansız o aradaki her harfi teker teker aşmak. Onları aşıp, birbirine kavuşmak. Çok geç kalmışlar birbirlerine. Sen ve ben gibi.
Başka hayatlarda, başka şartlarda, geri dönülmesi imkansız yollarda yürüyoruz.
İşte bu yüzden, kim bilir kaç kez dönüp gitmek istedim. Yine de gidemedim.
Bu defa sahiden gidiyorum ama.
Yaşanan an ne kadar kötü olursa olsun, zaman durmadığı sürece bu da geçecek.
Geçsin. Nolur.
>>>
Boyle hayatım boyunca aklımda kalmandan çok korkuyorum
YanıtlaSilInstagramda Twitter’da ne zaman uzay fotoğrafı görsem sana atıp “seni bu kadar seviyorum” diyesim geliyor.
YanıtlaSilBu kadar sevildiğimi bilmiyordum :)
SilDilek, bu şarkıyı çalmayacaktın.Mahvoluyorum
YanıtlaSilOldu artık bi kere.
SilElinden gelen herşeyi yapmana rağmen güzelleştiremediğin yerleri terk etmek seni kötü yapmaz Milena, demişti Kafka.
YanıtlaSilNe güzel demiş. Kafka işte, kolayına değil.
YanıtlaSil