Geçtiğimiz yaz, burda Güzel Yaz Akşamlarınıza Yaraşır Beyaz ve Roze Şarapları tanıtmıştım. Bu yazı sizlerin öyle yoğun bir ilgisiyle karşılandı ki, ihyâ oldum. Bazen buğulu kadehlerinizin resmini çekip Instagram’da paylaştınız ve #caylakyazilar diye beni hastag’lediniz. Bazen de rozenizi yudumlarken selfie çekip, caylakyazilar@gmail.com adresinden bana gönderdiniz. Hepinize çok ama çok teşekkür ederim. Yazıma olan bu ilginiz sayesinde, yerli şarap markaları ve yabancı markaların distribütörlerinden reklâm yüzü olmam için çeşitli teklifler aldım. Ama maalesef Türkiye’nin içki reklam yönetmeliği nedeniyle çok etkili bir içerik üretemedik.
Şaka şaka! Bunların hiçbiri tabi ki olmadı. Keşke olsaydı...Ah, nerdeee!
O yazımı henüz okumadıysanız, linkini buraya bırakıyorum. Bu yazıyla birlikte onu da okuyun lütfen, okumayanların okumasına da vesile olursanız sevinirim. Olun ki, ben de bir ekmek yiyeyim bu işten. Öyle kuru kuru yazıp duruyorum! Bunun için yanlış yerdesin mi diyorsunuz? Hakkınız var. Zaman ve enerjimi Tik Tok videosu çekmek için kullansaydım şimdiye kadar çoktan almış yürümüştüm. :)
Aralık ayı ortası itibarıyla artık gündüzler epeyce kısalmış, Starbucks’ın karton bardaklarına kırmızı düşmüş, Eşref Bitlis Bulvarı boyunca ağaçlar ışıklandırılmış durumda. Her ne kadar şehir merkezine henüz kar yağmamış olsa da, Erciyes’de kayak sezonu açıldı. Kış gelmiş demek ki! Önümüz yeni yıl, Sevgililer Günü, sonra benim doğum günüm, kalın paltolar, karlı Cumalar ve karanlık Cumartesi gündüzleri demek. Üstelik Korona yasakları ve muhtemelen uzunca bir süre daha sürecek olan ev hapsi eşliğinde. Bu ışıltılı hayatı ben seçmedim dostlar. Moral bozmak yok! Neden? Çünkü kırmızı şarap var! Bugünlerin en iyi dostu elbette! Karanlık gecelerin yıldızı. Gerçi belli bir yaştan sonra hafıza açıyor, bu bazen hoşuma gitmiyor. Tıpkı bazı fotoğraflar gibi, çok acımasız. O fotoğraflar ki; bir daha 10 saniye bile yanında duramayacağın kişi/kişilerle birlikte sonsuza kadar aynı karede duruyorsun. Hem de gülümseyerek. Aşklar, ölümler, korkular, ayrılıklar, sevdiğim şarkılar ve onların iyi/kötü anıları, dostlar/düşmanlar... Gidenler, kalanlar. İçkiler içinde daha duygusal bir yeri var bu yüzden şarabın. Bir eğlence içkisi değil. Bazen üzgün, belki yalnız, muhtemelen huzurlu ya da en fazla mutlu olursunuz. Ama asla şarap içince kop kop olamazsınız.
Bu yazı anlayacağınız üzere, o daha önce bahsi geçen yazımın bir tamamlayıcısı/ devamı niteliğinde. Güzel Kış Gecelerinize Yaraşır Kırmızı Şarapları yazıyorum bugün size. Kimselere yapmam böyle bir güzellik, sevildiğinizi bilin.
Şimdi, kalite kontrolü bizzat tarafımdan yapılmış ve fazla cep yakmayacak kırmızı şarap önerilerimle sizi baş başa bırakıyorum.
****************
Kırmızı şarap deyince ilk akla gelen, yapımında kullanılan üzümlere göre değişen türleridir; cabernet sauvignon, merlot, shiraz ve öküzgözü gibi.
Cabernet sauvignon dünyada en çok yetiştirilen, en popüler şaraplık üzümdür. Orjinali Fransa/ Bordeaux bölgesinde yetişiyor. Ordan çıkıp tüm dünyaya yayılmış. Farklı ülkelerinkini de denedim; İtalya, Fransa, İspanya. Bizim memlekette ise Trakya ve İzmir bölgesinde yetiştiriliyor. Bu arada bir mekânda sipariş edeceksek /kaberne sovinyon/ diye okuyalım, şeklimizi bozmayalım :)
Kavaklıdere Egeo Cabernet Sauvignon (Kırmızı Sek Şarap)
En güzel kırmızı. En sevdiğim. Mekânlarda pahalı, el yakıyor. Haktır, çünkü çok güzel şarap. Ama vazgeçmemek, denemek de lâzım. Alıp, evde tüketebilirsiniz. Daha hesaplıya geliyor. Macro Center ve Migros’larda satılıyor. Yemeğin yanında eşlikçilik yaptırmak bu güzel şaraba bence haksızlık olur. Mümkünse yalnız tüketmeli. Tatlı bir şarap. Yanına en çok yakışan şey ise kesinlikle peynir tabağı. Bir de bu. Hem mutlu, hem üzgün anılarımın resmî içeceğidir kendisi. Tek kişilik dev kadro! İyi ki var!
************
Merlot yine Fransa kökenli olsa da, özellikle ABD California/Napa bölgesinde yeriştirileni piyasanın gözbebeği olan üzümdür. /Merlo/ diye okuyun da ortamlarda şekliniz yürüsün :) İçimi çok yumuşak bir şaraptır. THY yolculuklarında hep bundan verilir. Cabernet sauvignondan farklı olarak, bunu oda sıcaklığında tüketmek daha doğru bence. Tadı daha yoğun oluyor.
Doluca Safarin Merlot (Kırmızı Sek Şarap)
Bu şarap bana Bilkent günlerimden yâdigâr kalmıştır. Aramızda bir çekim var. Hâlâ ilk günkü gibi, hiç eskimedi. Çünkü çok tatlı. İçimi de yumuşak olduğu için, şarap içemeyenler ya da ilk kez şarap içecek olanlar için güzel bir tercih. Kaprissizdir. Yanına yok yemekti, meyveydi, kuruyemişti istemez. Sizi kucaklar. Sanırım yanında en iyi giden de bu. Kasvetli Ankara kışında, kampüste diz boyu kara bata çıka, bazen Ankuva’da ama çokça Uptown’da hatırlattıklarıyla, sadece mideme değil, kalbime de hitâp ediyor. Arkadaşlarımı çok özlüyorum. Gıybet akşamlarımızı. Çıtır zamanlarımı.
*************************
Shiraz/şiraz/ (Syrah /sira/ olarak da geçer) aynı isimli İran şehrinde yetiştirilen çok lezzetli, bir kara üzüm çeşidi. Fransızların ölümüne sahiplenmek istedikleri ama avuçlarını yaladıkları Mezapotamya kökenli bir şarap. Rengi siyaha yakın bir bordo. Dolayısıyla, en karanlık gecelerin müsebbibi. Eeee, Ömer Hayyam gibi bir âlim boşuna çıkmamış o topraklardan...
Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam?
Ben haramı, helâli karıştırmam.
Seninle içilen şarap helâldir,
Sensiz içtiğim su bile haram!
Kayra Vintage Shiraz (Kırmızı Sek Şarap)
Trakya bölgesinde yetiştirilen üzümlerle yapılan gözbebeği bir şarap. Bakmayın benim listede 3. sırada olduğuna. En iyi yerli şarap olduğu konu uzmanları tarafından tescillenmiş durumda. Vedat Milör’ün de bahislerinde sık sık onurlandırdığı bir tat. Ben elbette bir şarap eksperi değilim. Aroması, tortusu falan filan diye ballandıramayacağım! Ama kişisel tecrübelerime dayanarak şöyle söyleyebilirim; şarap sevmeyen adama bile şarap banyosu yaptırabilecek kadar güzel bir şarap. Hep romantik gecelere yakıştırılır kendisi. Ama bence yıkıklar gecesinin yıldızıdır. Çünkü rengi siyaha yakın bir kırmızı ve tadı hafiften buruk. Eşlikçisi ise bu. Net.
*************************
Öküzgözü, iri ve kara yapısından ötürü öküz gözüne benzetilen bir üzüm. En ucuz şaraba bile anlam katabiliyor. Elazığ ve Malatya yöresinde yoğun olarak yetiştirilen bu üzümlerden yapılan şarabın tadı, hangi firmanın ürettiğine göre çok değişiyor. Ehil olmayan ellerde sirke de olabilir ya da güvenilir bir marka ile içinizi de eritebilir. Anadolu’nun incisi bir şaraptır. Yerli üreticileri desteklemek için alıyorum.
Kavaklıdere Leylâ (Kırmızı Sek Şarap)Bu bağlamda, yeni yıl Bucket List’imdeki maddelerden biri de ‘Minyatür boyutta da olsa şarap imâl etmek’. ‘Bağ var, üzüm de var! Geriye ne kaldı ki?’ diye düşünüyordum ama hiç de öyle değilmiş. Epeyce meşakkâtli. Burda anlatıldığı gibi. Bu konuda araştırma yapmaya başlayınca anladım. Neyse ki seri üretim yapacak değilim. Yapanlara kolaylıklar, sabırlar dilerim. Önümüzdeki yaz inşallah bu hayalimi hayata geçirmek istiyorum. Olursa şarap, olmazsa sirke niyetine kullanırım artık. Bir tür Leylâ kafası. .... bilin bakalım şu an ne içiyorum? :)
O zaman sağlığa!
En sevdiğim yazın bu oldu! Şaraplar ve şarkılar harika ama best of best tabiki sensin çaylak hanım bu çiçekler senin için 💐 sen yaz ben hep okuyayım
YanıtlaSilAh kadehler kırıldılar sana bu gece!
Sil🍷
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilÇok keyifli bir yazı olmuş bayıldım! kalemine sağlık bu yılbaşında önerdiğin şaraplardan birini alıp denicem valla evde hapsinde instadan buğulu kadehimi storye atıp seni taglicem söz şarkılarından birinide fon yapıcam bak görürsün 👍🍷
YanıtlaSil