Aşağılık bir dünyada yaşıyoruz, mâlum. Kötülüğün baş tacı edildiği bir dünya burası. İnsanı insanlığından utandıran bir başka savaş daha başladı. Bu kez Ukrayna’da. Bosna’da tecavüze uğrayan, Irak’ta aldatılan, Suriye’de görmezden gelinen, Afganistan’da vahşetin zirvesini görmüş olan insanlık, bu kez de Ukrayna’da ölüyor. Bu bir işgal. Tarihsel, ekonomik, güç gösterisi… Her ne olursa olsun, menfaatlerin savaştığı, silah tüccarlarının kazandığı, masumların öldüğü bir başka kıyım bu. Siz hiç bir mezara bir avuç toprak attınız mı? Hiç bir tabuta omuz verdiniz mi? Bu ölenler birilerinin annesi, babası, eşi, çocuğu, sevdiği. Hem asker, hem sivil.
İnsani koridorun açılması için tarafların ateşkes ilan ettiği bugün, önüme öyle görüntüler, öyle haberler düşüyor ki; çok, çok üzülüyorum. Malesef durum çok daha kötüleşebilir. İşin rengi değişebilir. Küresel düzende, taşlar yerinden oynayabilir.
Hiç değilse başımıza bombalar yağmıyor, en azından şimdilik, bu da bir şey ey güzel Allah’ım diyerek, kendimi avutuyor, kendi derdimi unutuyorum. Sonra da utanıyorum. Kendimi düşündüğüm için utanıyorum.
Ekonomik bir savaş veriyoruz memlekette, o ayrı bir konu. Her şey el yakıyor, enflasyon içimizden geçmiş durumda. Hele ki bir de bu savaş ayağına, akaryakıt fiyatları hepten çıldırdı. Ama yine de vatan toprağındayız, evimizde, sevdiklerimizle, güvendeyiz. Bir şekilde gelecekten umutluyuz. Bombalarla güne uyanıp, sığınaklarda sabahlayıp, her şeyini bir kalemde geride bırakıp, kolay değil öyle bir trene atlayıp bir bilinmeze gitmek.
Hastalıklı zihinlerin ürünü olan bu savaşın, farklı bir boyuta taşınıp büyümeden, nükleer bir başka felâkete dönüşmeden bir an önce sona ermesini diliyorum. Önünde sonunda, Rusya kazanacak gibi duruyor. Ama kazandıkları, kaybettiklerinin yanında devede kulak kalır mı? Bunu zaman gösterecek. Rus rublesi daha şimdiden % 50 değer kaybetmiş durumda. Daha pek çok yaptırım da kapıda. Ekonomik olanları anlıyorum da, Dostoyevski eserlerinin yasaklanması ne alaka? Çok büyük bir değer, sadece milli değil, bir dünya değeri. Kuşkusuz hepimizin hayatına dokunmuş, insanlığa pek çok şey öğretmiş olağanüstü bir yazar. Belli ki; öğretemedikleri de olmuş. Nefretin insanları getirdiği bu nokta çok düşündürücü.
Barış kazansın.
İyilik kazansın
İnsanlık kazansın.
Dünya kötüye gidiyor haklısın ama yeni değil epeydir böyle hatta hep böyleydi ben kendimi bildim bileli ben ki genç sayılmam artık kendime eziyet ettiğim bir şarkı var adi hayal edemezsin soyle diyor mesela sözlerinde
YanıtlaSilZamanı gelince ve sen gidince
Yüzüme son bahar gelir kapanır çiçekler
Şehri hüzün basar sen terk edince
Bütün bayraklar çekilir kısalır cümleler
Görsen inanmazsın nasil durur bekler zaman
Yeniden dönmeni milyon kez anlatsam
Hayal edemezsin uçmaz kuşlar
Düşer yapraklar sararır kitaplar
Radyolar çalmaz küser bana bütün şehir
Seni az çok tanıdıysam seversin. Dinle. Bir kişiyi beklemek daha güzel anlatılamazdı inan.
Hava sağuk dışarıda kar var.Biraz empati yapan biri bu havada evinden yurdundan sürülen insanlarla duygudaşlık kurabilir. Kimseye bir faydası olmayan bir savaş bu. Yarın bir gün biz de böyle bir senaryonun içine düşebiliriz. Allah korusun. Savaşın kaybedeni hep aynıdır siviller ve çocuklar.
YanıtlaSilAh be Dilek, bu limandan çok gemi geçti ama senin gibisi hiç geçmedi.Kalemine sağlık.
YanıtlaSilHeyt beee :)
Sil