Yaklaşmakta olan Mânitalar Günü sebebiylen, hemen her yerde; tv reklâmlarından mağaza vitrinlerine, billboardlardan tut da, gazete ve dergilere kadar, tektaş pompamasyondan kurtuluş yok.
Ben de kadın&tektaş&ihtiras üçlemesine, ilk kez bir zaman önce, bir arkadaşım sayesinde şâhit olmuştum. ‘Herkeste var, sadece benim yok’ diye ağlayan bir kadındı bu. Cidden, şaka yapmıyorum. Aylardır kocasının ümüğüne çökmüş, baskı yapıyordu bu konuda. Adam, ‘Durumum yok, alamam’ demesine rağmen her gün bu konuya odaklanan bir hemcinsimdi. ‘Bana değer vermiyor, verse alırdı’ demesiyle yıkılmıştım! Aynı oksijeni soluduğumuz için yıkılmıştım! O güne kadar iyi kötü bi geçmişimiz, az çok bi muhabbetimiz olduğu için yıkılmıştım. Aşk ve tektaş arasında bir bağ kurmak kadar büyük bir aciziyet olur mu? Yanımda bu nedenle ağladığı için ondan bir anda 40 bin fersâh soğuyuvermiştim. Karşımda uzun uzun bi sarraf edasıyla karat hesapları yapmıştı, kimde kaç karat var dökümünü önüme sermişti. Amanıııın! O anda, orda bi devekuşu gibi kafamı kuma gömmek istemiştim.
Bir kalbe girmek öyle kolay değil, blog. Aşk o yüzden çok kıymetli. Hadi bir şekilde girdik diyelim, o kalpte kalmak çok ama çok zahmetli. Aşk meşâkkâtli. O kadar çok sayıda ve çeşitte değişken var ki aşkı sürdürebilmek için! Ama bunun içinde inan tektaş yok. İnsan kendi değerini, yüreğinin değerini 15 taksitle alınan tektaş ile ölçer biçer mi? Aşka böyle bi bedel ödetilir mi? Aşk bu denli sıradanlaştırılır mı? Bu neyin kafasıdır?
Herkeste aynı yüzük! Herkesin aynı yerden alabileceği aynı yüzük sana özel aşkı, bilmem neyi nasıl simgeleyebilir? Neyi simgeler ya bu? Tabii ki kadının kadına olan güç gösterisini simgeler! Garibân erkeklerin de bu bağlamda cüzdan niyetine kullanılış hikâyesini simgeler! ‘Allahını seven üstüme tektaş atsın!’ nidalarıyla hırs yapmış kadınlar kolonisini simgeler! Kızılay dağıtmışçasına kadını sıradanlaştıran, tarzsızlaştıran, krolaştıran başka bir takı türü daha var mı şu dünyada? Haaa, var! Tamtur!
Karat miktarıyla statü elde etmek kadın egosunun başka bir kadın egosuna amansız savaşını körüklemekten başka bir şey değil. Tektaş yüzünden aklını yitiren orta dünya dişi ahalisi, bu mücadelede topyekün savaşa girmekten, varsa çocuğunu bile kullanmaktan çekinmez. ‘Babaaa, anneme ne zaman tektaş alcan?’ diyen bi nesil yetişiyor.
Kadın milletinin kendini geliştirmediği sürece, sanat&edebiyat&hobisi olmaksızın ne kadar tehlikeli bi varlık olabileceğini görebiliyor musun, ey yolcu?
Hayır, madem o kadar para vermeyi göze alıyorsunuz, bari kişiye özel bi tasarım, bi bişi yaptırın, bi tasarımcıyla anlaşın. Ne biliyim, öyle bi zorlatın, kanırtın. Belki böylece aşkımızın simgesi zamazingosu bi tık daha anlamlı olur. Farklı olmak varken, kendine özel bi tasarımı takmak dururken, neden sürüden biri olmak istiyorsun beybisi? Haaa?
Sevgili güzel bir detay şüphesiz, lâkin şart değil. Seveniniz bol, çiçek/çikolata alanlarınız çok olsun!
NOT: Beyler, eeee her nimetin bi külfeti var. Manitâlar Günü size bi şekilde kaçacak, öyle ya da böyle. Bunu bilin. Tektaş aslında bi denge yüzüğüdür. Denge bilekliğinden çok daha önce piyasaya çıkmıştır üstelik. Evliliklere denge getirir. Hatun susar, filan. Karar sizin.
Ancak sakın ha, açıkgözlülük yapıp, evin zaten ihtiyacı olan bi elektrikli ev aletini Mânitalar Günü münâsebetiynen alıp gelmeyin. Tabi o ütü ya da tost makinası size girsin istemiyorsanız.
Ey yağız Türk evlâtları! Toplaşın! Bir sır vericem. Bugünden en az zararla yırtmanın yolu, kesinlikle çiçek almaktır. Hem kolay hem ucuz. Mis gibi. Çünkü çiçek almaktan hoşlanmayan kadın yoktur. Üçe beşe, bi zahmet bakmayın. Bari o gün bakmayın! Şık bişi olsun. Bi de hatun kısmısı kulağıyla sever. Güzel üç beş laf ediverin! Ölmezsiniz. Bitti gitti, işte! Hepsi bu! Bakın, sonra üstünüzden dünyalar kadar yükün kalktığını görecek, kuş gibi hafifleyip bana dua edeceksiniz.
Hadin, gazânız mübarek olaaaaa!
Sizi musikinin yeşeren filizlerinden mahrum bırakıp, öyle gidecem mi sandınız? Noooooo!
O zaman dinle >>>>>>
Insanlar birbirini varolduğu için sevmelidir sevgili blogger. Maddiyat belki sevginin 2. şartlarından biridir. Bir tektaş yüzük için bu kadar baskı yapılmamalıdır. Tarihteki büyük aşklara baktığımız zaman hiç tektaş uğruna birbirine küsen var mıdır? Bir tektaş yüzük sevginin önüne geçmiş midir?
YanıtlaSilBence en güzel hediye "ayna" dır. Eski bir gelenektir ve "Sana senden daha güzel bir hediye bulamadım demektir"
Belki zamanın maddi imkanları az olduğu için söylenmiştir ama bir sevgiliye söylenecek en güzel sözlerden biridir.
Başka yazılarda görüşmek üzere.
Baska biharika yazi daha modern erkeğin önemli bir yarasını yazmışsın tektas zulmü.kadınların beklentileri çok yüksek.ask cüzdanda başlayıp cüzdanda bitiyor seni de bir kadın olarak bu konuyu bu şekilde ictenlikle gündeme getirdigin için kutluyorum çok samimi tespitler.Tüm kadınları sağduyuya davet ediyorum :)
YanıtlaSilLove you I karikatürü çok güldürdü biz erkekler baya baya kutuguz dna miz böyle,affedin :)
Lutfen bitmesin diyerek okudum en hassas yerimizden vurmussun ask bile bile kopeklik gercek bir karin agrisi sarkilar yine herzamanki gibi cok ii
YanıtlaSilManitalar gunumuz kutlu olsun :)
Çok çok severek okudum yazını Çaylak Yazar, benim de sıkça karşılaştığım hastalıklı bir kadın düşüncesini kendi tarzında, çok eğlenceli bir şekilde anlatmışşssın. Ben sanırım yorum bırakan ilk kadın okuyucuyum. Merak ediyorum, başka kadın okuyucularında yorum bıraksa bu konuda. Aşkın kapitalizme yenildiği bir gün bence Sevgililer Günü. Sevene her gün aşk günü.
YanıtlaSilPiraye’ye yazdığı bir mektubu şöyle sonlandırır Nazım,
Senin bana nasip olman şahsi hayatımın en değer biçilmez tâlihidir.
Böyle aşklara denk gelesiniz...
Allahını seven üstüme tektaş atsın mı? : D Kopardın beni yahu :))))) Çok çok çokomel bi yazi olmuş,eline sağlık.Ah bu kadınlar!Ne onlarla oluyor nede onlarsız.
YanıtlaSilTeşekkürler 💐
SilAy çok güldüm:))) çok yaşa sen
YanıtlaSilTeşekkürler, siz de :) 💐
Sil