31 Ağustos 2025 Pazar

BU KALP SANA AİT


Ne yaparsan yap, ne yaşarsan yaşa, nereye gidersen git, kaç sevgili eskitirsen eskit, kendini kandır kandırabildiğin kadar. Günün sonunda, tüm sevdiğin şarkılar, O’na, kalbinin sahibine çıkar. 

İşte bütüüüün bir yaz dinlediğim o albüm ve o albümün o şarkısı. 

D İ P kadar değerlenecek, biliyorum. G E Ç M E  A R T I K  S O K A Ğ I M D A N kadar nostaljik. S E N İ   D E R T   E T M E L E R gibi özenli. Bir süredir hayatımın arka plan şarkısı oldu. Kulaklıkla dinlersen, depresyona giriyorsun, ama arabada son ses dinlersen modun yükseliyor.  

Dertli ergen şarkıları deyip, geçemem. Dertli olmaya dertli. Ergen olmaya ergen. Ama aşk da ergen işi bişi zaten. Aşık olunca ergen oluveriyorsun, yaşın kaç olursa olsun. Dert babası oluyorsun. Depresif haller. Bizde zamanlar, darmadumanlar. Melankoli. 

Madrigal benim için hep özel oldu ve her zaman da öyle olacak. Bkz.  SEVİLDİĞİNİZİ BİLİN BEYLER ,  SEVER GİBİ YAP(MA) Albümün tamamına bakacak olursak, beklentiyi karşıladı. Dinleniyor  mu, dinleniyor. Diğer beğendiğim şarkılar A Ğ I R  R O M A N ve Y O K L U Ğ U N  F E N A oldu. Sound yine aynı. Şarkı kayıtlarını hamamda almışlar gibi ekolu ve akustik. 

Sonunda yaktıkları o minibüsü de sevdim. O minibüs ki; bana pek çok şey hatırlatıyor. Bazı anları favorilere ekleyip, dönüp tekrar tekrar yaşayabilmeliydik oysa. 

O bütüüüün bir yaz, bugün itibarıyla bitiyor. Pencereler açık uyuduğum, gece yarısı yüzdüğüm, kendime çiçek aldığım, bulaşıkları sabaha bıraktığım, litrelerce buzlu kahve içtiğim, kimsenin ne düşündüğünü önemsemeden dans ettiğim, akşam yemeğinde kahvaltı yaptığım bu yaz, bitiyor. Bu yazın son günündeyiz. 

Mesainin bitmesiyle eve geleceğim, yemek yiyip 2-3 saat takılıp yatacağım ve ertesi gün sabah kalkıp yeniden işe gideceğim aklıma geldikçe fenalık basıyor. 

Bugün sayısal loto oynadım, yarın çekiliyor. Kazanırsam 134,9 milyonum olcak ve ben artık mesai kavramını hayatımdan silicem. İkramiyenin bana çıkma ihtimali 80 milyarda 1 falan olmalı. Bu da demek oluyor ki yolda yürürken bu parayı yerde bulma ihtimalimle aşağı yukarı aynı. Nerden baksan trajikomik. Olsun. Bu gece bu hayalle uykuya dalmak Pazartesi sendromundan birazcık da olsa alıkoyacak beni. Başka bir P A Z A R T E S İ mümkün mü, mümkün. Çünkü neden olmasın?. 

Geniş ölçekli, nerdeyse 80 yıla yayılan bir araştırma yapmışlar Harvard Üniversitesi’nde. Hatta katılımcılardan biri de o dönemde aynı üniversitede öğrenci olan eski Amerikan başkanlarından rahmetli J.F. Kennedy. Twitter’da önüme düştü. Bir insanı gerçekten mutlu eden şey nedir, çalışma bu soruya cevap arıyor. Bulgulara göre aslolan ve insanı asıl mutlu eden şey maddiyat ya da IQ düzeyi değil, başka insanlarla kurduğu sıcak ve güçlü bağlar; öncelikli olarak anne ve babayla kurulan bağlar ve sonrasında diğer sosyal bağlar. Yalnızlık, en az alkol ve sigara kadar zarar veriyor insana. Çalışmanın sonucunca elde edilen önerme ise şöyle: kişinin gelir düzeyi arttıkça mutluluğu azalıyormuş. Kesin zenginlerin uydurmasıdır, tüm para kendilerine kalsın istiyorlar diye düşündüm. ŞAKA ŞAKA. Çalışma oldukça geçerli ve güvenilir. İlgilenenler için bkz. linki burda . 

Bence mutluluk ile gelir arasında doğrudan  bir ilişki olmasa da, mutsuzluk ile başkalarının ne kadar geliri olduğu arasında kesinlikle doğrudan bir ilişki var. Yazı mavi turda son model teknesiyle koy koy gezerek değil de, benim gibi yazlıkta geçirenler beni daha iyi anlayacaktır. E, buna da şükür. Şükür duygusu da mutluluğu artıran bir faktör. 









Bülogu düzenli okuyanlarınız bilir, Epictetus’u nicedir çok sever, çok tutarım, bkz. KAHROLSUN BAZI ŞEYLER. Çok kral bi abimiz. Bu yaz, böyle çerezlik sahilde gidecek bir kitabını evir çevir okudum. Çok parası olmayan bir insan nasıl sakin ve mutlu kalabilir, onu anlatıyor mesela. Mesela ben. 

En mutlu çocuklar en çok oyuncağa sahip çocuklar değil, kendilerine verilen oyuncaklarla nasıl oynayacaklarını bilenlerdir

Nesnelerden gelen mutluluğun hazzı kaçınılmaz, ama bir son kullanma tarihi var hiç kuşkusuz, aslolan içsel mutluluk, sağlık ve güzellik. Ama yine de sayısal lotoyu kazanmanın bana komple bi yıkama yağlama yapacağı bi gerçek Epictetus efendi. 

Kontrol edemiyorsan, neden endişeleniyorsun? Kontrol edebiliyorsan, neden endişeleniyorsun

Nefesimi tuttum, bekliyorum. Hadi, bana çıksın nolur. Çok amin. 

1 Ağustos 2025 Cuma

BANA KALAN HATIRAN BİLE YALAN

Bana mutluluğun resmini çiz deseler, klima çizerim, vantilatör çizerim. Dışarda günahkarları mı yakıyorlar napıyorlarsa, kesin öyle bir şey oluyor şu an. Öyle bir sıcak. Neyse ki benimkinin konseri akşamın geç saatlerinde başlıyordu da öyle gidebildim. Kendisi ayrı, hedef kitlesi de ayrı yaktı geçti. Konser öncesi hemen yakındaki boş arazide drift atıp, ortalığı lastik kokusuna boğan modifiye arabalı bi aslan parçası vardı. Bir de üstünde adının yazdığı bandanalarıyla çığlık çığlığa pankart açan 18’lik çıtır kızlar. Gecenin diğer yıldızlarıydılar. Bana fan sandığım kişiliğimi sorgulattılar. Ben fazlasıyla sönük kaldım onların yanında. 


Eş -dost, hısım, akraba, konserine gidecek kadar duyduğum bu sevgiyi anlamlandıramıyor bir türlü. Bi güzel eziklediler beni. Neymiş efendim, keko repçiymiş, şarkıları varoşmuş, ne idüğü belirsiz bi herifmiş. Konserlerinde yok playback yapıyormuş, yok altına don giymiyormuş, ıkınır gibi şarkı söylüyormuş. Filan fıstık. Eee, Ajda’dan sonra, beklenmeyeni veren bir profil çizdiğim gerçek. Bu da öyle bir post. Ama aslında hiiiiç alakası yok. 

Bi kere, akranları gibi havhavhav gibi saçma sapan şarkılar yapmıyor. Ben seviyorum bu elemanı. Son yıllarda müzik kalitesi olarak en iyilerden biri. Sesi çok güçlü. Dokunuyor. Şarkıları da. Gece 2’den sonra gelen mesaj gibi. Geç geliyor ama tam yerinden vuruyor. Arabesk bir tarafı da var ki - severim. Birlikte çalıştığı ekip olsun, PR’ı olsun, çok başarılı. Şarkıları tam piyasa. Al sevgilim derken benden de bir şey alıyor. Ne zaman pişman değilim dese, pişman oluyorum. Ama ben asıl eski şarkı kavırlarını beğeniyorum, yıkılıyor. Üstelik birinde Ajda ile düet yapıyor. Kalp <3

Bkz. İlkbaharım Kışa Döndü  ve Batık Gemi . 

Sadece sanatıyla ilgileniyor olamam tabi. Ruhlar aleminde yaşamıyoz. Maşallahı var. Ay parçası gibi. Aşşırı çekici. Tam bir göz ziyafeti. Kalp <3 Eskiden tanıdığım birine benziyor. Ben benzetiyorum. Belki bu kadar seviyor olmamın bir nedeni de bana onu hatırlatıyor olmasıdır, kim bilir. 

Unutmadım, çok özledim, bi’ parçam hep kanar. Tüm hatıran yalan, ben or’da kaybolan

Konserde canlı performansı ile beni benden aldı. Şa-ha-ne! Kendisine duyduğum sevgi ikiye katlandı. Çok hoş! Mahçup bir tarafı da var. 

Marazlarına gelince: sahnede çok hareketsiz. Kazık yutmuş gibi duruyor. Az biraz dans etmeli, ritim tutmalı, alkış yapmalı, hiç bişe bilmiyorsa yürümeli. Ona buna kalp yapıp durdu. Sinir. Bana yapsa ordan kurtarabilirdi, ama yapmadı, hain. Ha bir de hitabeti zayıf kaldı. Ağzı pek laf yapamıyor. Bi espri, bir hikaye anlatsa ya. İki lafı bir araya getirse, o da olurdu ama, ııhıh, tık yok. Bunları geliştirirse önünde ne dağlar ne taşlar duramaz. Yolu çok açık. Kendisi yeni kırmızı çizgim. 

Hayırlı uğurlu olsun. 

Semiiii, düşşüüyoruum sana oğluum. Beni okuyorsan, kalp <3